İyi Şeylerin Etik Eleştirisi

Değerli üyelerimiz,

Antik çağdan beri tartışılan temel etik kavramların her biri, kendi dış katmanında birer gri halka ile dolaşıyor. Hani şu iyi ve kötüyü temsil eden beyaz ve siyahın arasındaki gri bölge!

O grilik şimdi beyazın dört tarafını sarmış durumda. Başından söylemek lazım ki bu felsefi konuşma, “ne” ve “nasıl” arasındaki derinlik farkı,  “şeyler” ve “şeylerin hikâyesi” diye uzar gider. Bizce bu derinliği ölçebilmenin, parça parça ışık tutmaya başlamanın zamanıdır artık. İyilikler gibi görünen birçok şey, ardında bıraktığı izlerle zehirleyici ya da sadece iyiymiş gibi göründüğü için hem kendimizi hem de başkalarını aldatır hale gelebilmekte. Siyahlar zaten, kanunların, cezaların, yaptırımların konusu. Bizim asıl ilgi alanımız, dışı beyazla kaplanmış, içi siyah konular. İşte bu aşamada etiğin işi biraz daha zorlaşıyor. Bir kişiyi, yaptığı bir eylemle yargıladığınızda, kendi anlamı içerisinde oldukça masum görünen bir şeyin haksız karalaması gibi görünecektir.

Fazla uzatmadan, gerçek hayatın karşımıza çıkardığı önemli bir düzenlemeye değinmek istiyorum. Son zamanlarda kürsüden seslenirken, “Zorunlu Uygarlaşma” başlığını sıkça kullanmaya başladım. Mutlak şekilde, her eylemin mutlaka bütün insanlıkla ilgisi olmaya başladı. Sizin dışa doğru bir eyleminiz yoksa da, dışarıyı kendinize, alışkanlıklarınıza çeken bir sistem var. Bunun adı da ticaret. Yani arz ve talebin sergilendiği bir sahneden bahsediyoruz. Bunun en önemli kavramı olan “Kurumsal Sürdürülebilirlik”, “Tedarik Zinciri” üzerinden tüm hayatımıza dahil olmaya ve etki etmeye başlıyor.

Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlamalarına ilişkin direktifler, Çevresel, Sosyal ve Yönetişimin raporlanmasını ve asıl önemlisi, inandırıcı olmasını da giderek katı kurallarla zorunlu hale getiriyor. İşte burada şeffaflık, etki değeri, etik değeri gibi konular “Çifte Önemlilik/Double Materiality” kavramıyla sorgulanmaya başlıyor.

Çoğunluğu var/yok analizine dayalı tablolar arasında gezinirken, son kutucuğa yazdığınız veriden sonra, bir de bunları savunan göstergelerinizin olması gerekiyor. Bir eylemin iyi olduğu gerçeğini ortaya koyduğumuz kadar, sonuçlarının kötü olmadığına ikna etmemiz de gerekiyor.

Derneğimizin temel yaklaşımını destekleyen değerlere ilişkin, kıdemli bir ifademle bu “Hoş Geldiniz!” yazımı noktalamak istiyorum.

“Sevgi eğer şiddet doğuruyorsa, sürdürülebilir bir hayat vaat etmez!”

Sevgiyle kalın

Dr. Murat Yıldız

Kurucu Yönetim Kurulu Başkanı